Siteyi tavsiye et Ana sayfam yap Favorilere ekle

17 Kasım 2014 Pazartesi

KABİR AZÂBINDAN KURTULUŞ

 Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
"Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe yahut cehennem çukurlarından bir çukurdur." buyurmuştur.
Diğer bir hadîs-i şerîfte de: "Kabir, âhiret menzillerinin evvelidir. Kim ondan kurtulursa sonraki daha kolay olur. Eğer kurtulamaz ise ondan sonrası daha şiddetli olur." buyurulmuştur.
 Fakîh Ebu'l-Leys merhûm şöyle buyurdu:
"Her kim kabir azâbından kurtulmak isterse dört şeye devam etsin, dört şeyden de uzak dursun. Devam edeceği dört şey şunlardır:
-Namazlarını (vaktinde ve ta'dil-i erkân ile kılarak) muhafaza etmek, 
-Sadaka vermek,
-Kur'ân-ı Kerîm okumak ve çok tesbih (Allâhü Teâlâ'yı zikir) etmektir.
Muhakkak tesbih kabri aydınlatır ve genişletir.
Kaçacağı dört şey de şunlardır:
Yalandan,
Hıyânetten,
Koğuculuk yapmaktan ve vücudunda ve elbisesinde idrardan sakınmaktır. Hadîs-i Şerîfte "İdrar (sıçramasın)dan sakınınız. Zîrâ kabir azâbının çoğu ondandır." buyurulmuştur.
Devamını Oku

3 Kasım 2014 Pazartesi

ÂLİMİN UYKUSU CÂHİLİN İBÂDETİNDEN HAYIRLIDIR

Ubeydullâh Ahrâr Hazretleri buyurdular:
Evliyâdan biri, bir mescidin kapısına geldi. Şeytanı mescidin dışında, şaşkın vaziyette gördü. Mescidin içine baktı. İçeride iki kişi vardı: Bir gafil namaz kılıyor, -kalbi uyanık- bir âlim de onun yanında uyuyordu. Evliyâ:
'Ey melûn! Senin burada ne işin var?' diye sordu. Şeytan: 'Şu namaz kılanın namazını ifsâd etmek, bozmak için geldim. Fakat yanında uyuyan âlimin heybeti bana mâni oldu. Ondan korktum ve dışarı kaçtım.' dedi.
Devamını Oku