Siteyi tavsiye et Ana sayfam yap Favorilere ekle

13 Ağustos 2012 Pazartesi

Hz. ÜMMÜ EYMEN R.A. KİMDİR ?

Share
ALLAH Rasulü’nün “Annemden sonra annemdir.” dediği örnek bir hanım. Peygamber sevgisi ile dolu bir yürek. Sadakat ve şefkat ile süren bir ömür:..
Efendimiz A.S.’ın doğumundan vefatına kadar yanından hiç ayrılmadı. 
Henüz altı yaşında olan ALLAH Rasulü Medine yollarında... Hz. Âmine ve biricik yavrusu Medine’ye, akrabalarını ziyarete gidiyorlar. Ziyaret bittikten sonra da sadık hizmetçileri (Hz. Ümmü Eymen )ve annesi ile birlikte Mekke’ye dönüyorlar. Yol üzerindeki Ebva mevkiinde Hz. Âmine hastalanıyor ve vefat ediyor. 
Şairin,Ey Ebva’da yatan ölü,Bahçende açtı dünyanın en güzel gülü
dediği Hz. Âmine’den sonra, ALLAH Rasulü’nün babasızlığına annesizlik de eklenmişti.
Silinmeyen İzler
Annesinin vefat ettiği bu yolculuk, Efendimiz A.S.’ın hayatında unutamayacağı kadar derin izler bırakmıştı. Hicretten sonra Medine’de ikâmet ederken, “Burası validemin ikâmet ettiği yerdir. Yüzme öğrendiğim havuz bu idi. Burada Enise’nin kızı ile oynuyordum.” demişti.
Hatırasından silinmeyen birşey daha vardı: Üzüntülü olduğu ve yalnız kaldığı o zaman O’nu bağrına basan, teselli eden dadısı Hz. Ümmü Eymen... Rasulullah’ı dedesi Abdulmuttalib’e götürüp teslim eden de oydu.
Bu vefakâr dadının asıl adı ‘Bereke’ idi. O, Kâinatın Efendisi’nin doğuşuna şahit olmuş birisi olarak, küçüklüğünden vefatına kadar O’nun hizmetinde bulunmuştu. Dolayısıyla peygamber oluşuna da şahit olmuştu.
O Bırakılabilir mi?

Rasulullah A.S. tarafından azad edilmesine rağmen, yanından ayrılmadı. Hz. Ümmü Eymen’in Efendimiz A.S.’ın büyümesinde gösterdiği özen ve sevgisi elbette karşılıksız kalmayacaktı. Kâinatın Efendisi’nin “Annemden sonra annemdir” iltifatına bir tek o mazhar oldu. Ayrıca Peygamber Efendimiz’in dadısı sıfatıyla her zaman büyük hürmet gördü.
ALLAH Rasulü’nün dedesi Abdulmuttalib, öldükten sonra O’na bakması için Ebu Talib’e vasiyette bulunmuştu. Ebu Talib’in evinde de Rasulullah’ın yanında yine Hz. Ümmü Eymen R.A. vardı.
Hz. Hatice ile ALLAH Rasulü evlendiği zaman, Ümmü Eymen de Ubeyd bin Zeyd ile evlenmişti. Bu evlilikten Eymen adını verdikleri bir oğulları olmuştu. Hz. Ümmü Eymen’in eşi Ubeyd bin Zeyd nübüvvetten önce vefat edince, Hz. Ümmü Eymen dul kalmış ve oğlunu yetiştirmeye çalışmıştı. Bu oğul da sonraları sahabi olacak ve Hayber Gazvesi’nde şehit düşecekti.
Yollar Bir Kez Kesişince
Hz. Hatice R.A. Validemiz, Efendimiz A.S.’ın hizmetine Zeyd bin Harise adında bir köle vermiş, ALLAH Rasulü Hz. Zeyd bin Harise’yi serbest bırakmasına rağmen o da Peygamberimiz’in evinden ayrılmamıştı. Nübüvvetten sonra da Ümmü Eymen ve Zeyd bin Harise hemen İslâmiyeti kabul etmişlerdi.
Rasulü Ekrem A.S. “Cennet ehli bir kimse ile evlenmek isteyen Ümmü Eymen ile evlensin” buyurduğunda bu çağrıya ilk koşan Hz. Zeyd bin Harise olmuştu. Bu kutlu evlilikten de Üsame bin Zeyd R.A. doğacaktır.
Meleklerin Su İkram Ettiği Hanım
Hz. Ümmü Eymen R.A., Hicret sırasında Medine’ye göçenlerdendir. Rasulullah A.S. Medine’ye gidince, Mekke’deki müslümanlar da O’nun yanına gitmeyi arzuluyordu. Hz. Ümmü Eymen R.A. da bu hasrete dayanamayıp hicret etmeye karar vermişti.
O gece oruç tutmaya niyet ederek uyumuş, sabah namazını kıldıktan sonra henüz müşrikler uykuda iken yola çıkmıştı. Medine’ye yakın bir mesafede akşam olmuş, onun da susuzluğu artık dayanılmaz hale gelmişti. İftar vakti gelmişti ama yanında oruç açacak hiçbir şey yoktu. Tam bir tevekkül içinde beklerken bir anda semadan bembeyaz bir urgana bağlanmış bir testinin sarktığını gördü. Testiyi alarak soğuk ve tatlı olan sudan kanasıya içti. Yürümekten yorgun düşmüşken kendini daha iyi hissetmeye başlamıştı.
Yaşadığı bu olayı daha sonra anlatan Hz. Ümmü Eymen R.A., “İçtiğim o suyun lezzetini hiç kaybetmedim. En sıcak günlerde güneşin altında gezdiğim, dolaştığım ya da iş gördüğüm olur; fakat susuzluk diye birşey hissetmem. Mekke’den Medine’ye hicretimde yol boyunca bir daha susamadım.” demişti.
Savaşta da O’nun Yanında
Hz. Ümmü Eymen R.A., Hicret’ten sonra yapılan gazvelerin bir kısmına iştirak etmişti. Uhud ve Hayber gazvelerine diğer hanım sahabilerle katılmıştı. Yaralıların tedavisiyle ilgilenmiş, susayanlara su taşımış ve ağır yaralıları Medine’ye taşımıştı.
Hz. Zeyd bin Harise R.A. Mute’de şehit olmuştu. ALLAH Rasulü, Hz. Zeyd bin Harise’nin şehadetinden sonra sık sık Hz. Ümmü Eymen’i ziyaret ederdi. Bu ziyaretlerinde etrafında bulunanlara “Ehl-i Beytim’den geriye bu kaldı” derdi.
Rasulullah’ın vefat etmesiyle günlerce gözyaşı dökmüştü. Kendisini ziyarete gelen Hz. Ebu Bekir R.A. ve Hz. Ömer R.A. artık ağlamamasını söylemişlerdi. Verdiği cevap hanım sahabelerin ferasetini, ilâhi vahye bağlılığını ve Efendimiz’in ağzından çıkan her kelimeyi duyduğundaki heyecanını yansıtıyordu: “Beni Rasulullah’ın vefatı ağlatmıyor. Zira her canlı ölümü tadacaktır. Beni vahyin kesilmesi ağlatıyor.”
Sadakat ve Mükafat
Hz. Ömer R.A.’ın halifeliğinde Hz. Ümmü Eymen R.A. artık çok yaşlanmıştı. Bütün sahabiler Rasulullah’ın dadısını ziyaret ederek gereken hürmeti gösteriyorlardı. Hatta Hz. Ömer R.A. kendisine yıllık tahsisat bağlamıştı. Bu suretle geçim sıkıntısı da çekmiyordu. Onun tek sıkıntısı, doğumundan vefatına kadar ayrı kalmadığı Rasulullah’a olan özlemiydi.
Hz. Ümmü Eymen, ALLAH ve Peygamber sevgisinin, sadakatinin en güzel örneklerinden biridir. Habeşistan’lı bir köle iken, Efendimiz’in annelik vazifesini üstlenmiş, çok hürmet gösterilen bir sahabi olmuştur. Hem eşini hem oğlunu ALLAH’ın dini için şehit vermiştir. Diğer oğlu ise İslâm ordusunda kumandandı.
Hz. Ümmü Eymen de bütün sahabiler gibi ALLAH’a kul olmakla yüceldi. ALLAH Rasulü’nün iltifatları ve dualarıyla bereketlendi. O mübarek bir hanımdı. Ama aynı zamanda, sadakat ve hizmetin ALLAH katında karşılıksız kalmayacağının en güzel örneği idi.
BU YAZIYI ALLAH RIZASI İÇİN ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞIN, ONLARINDA İSTİFADE ETMESİNE VESİLE OLUN.