Siteyi tavsiye et Ana sayfam yap Favorilere ekle

31 Ekim 2012 Çarşamba

LÂ HAVLE VELÂ KUVVETE’NİN ESRARI

Share
Resûlullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular: “Kim ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azim’ derse doksan dokuz hastalığa devâ olur ki en hafifi gam, tasadır.”
Resûlullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular: Mirac gecesinde İbrahim (a.s.)’ı gördüm. ‘Yâ Muhammed, ümmetine selam söyle ve onlara haber ver ki cennetin toprağı tertemizdir, su lezzetlidir ve ona ağaç dikmek ise ‘Sübhanallahi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azim.’ sözüdür. 
Resûlullah (s.a.v) “Cennet fidanlarını çoğaltın” buyurdu. Ashab-ı kiram cennet fidanlarının ne olduğunu sordular “Mâşaallâhü Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh’tır.” buyurdular. 
BU MİLLET NELER ÇEKTİ!
Muâllim Hacı Selim’in “Anadolu Harpzedeleri” isimli hatıratından Birinci Dünyâ Harbini anlatan bir ibret manzarası: “Of!... bir kere görmüş olsa idiniz. Ne dehşetli bir yer! İnsan söylemekten âciz!...
Yolun iki tarafı kana bulanmış, bir çok insan cenâzeleri, hayvan leşleri, kırık araba ve tüfek parçaları dolmuştu. Diri bir kimse yoktu! Ben korkudan yaprak gibi titriyor ve ağlıyordum...
Kana bulanmış bir asker torbası buldum ve sevindim. İçinde dört parça ekmek vardı. Ekmeği yiyerek, ayağım topallayarak nereye gittiğimi bilmeden yürürken yolun kenarındaki cenâzeler arasından:
“Sefil çocuk, buraya gel!” sesini işittim ve dönüp baktım ki; yüzü gözü korkunç bir halde, kana, çamura bulanmış genç bir Türk zâbiti arkasındaki kaputu (paltoyu) zorlukla çıkardı ve: “Al ve giy, soğuktan telef olma!” dedi. Ben de hayretle:
“Amca! Böyle vakitte elbiseye senin benden çok ihtiyâcın vardır!” dedim. Zavallı, yürek parçalayan bir âh çekerek;
“Evlâdım! Ben kaputsuz da ölürüm. Belki bu kaput sebebiyle bir Müslüman çocuğu kurtulur!” dedi ve tâkatsiz yıkıldı.
Ne cömertlik, ne erlik!... 

BU YAZIYI ALLAH RIZASI İÇİN ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞIN, ONLARINDA İSTİFADE ETMESİNE VESİLE OLUN.