Siteyi tavsiye et Ana sayfam yap Favorilere ekle

21 Mayıs 2014 Çarşamba

İSRÂ VE Mİ'RÂC MÛCİZESİ

Peygamberimiz (s.a.v), Hicret'ten bir buçuk sene evvel Receb ayının 27. gecesi Burak ile Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksâ'ya götürüldükten sonra sahradan semâya çıkarıldı. Semâ katlarının her birinde peygamberlerden biriyle görüştü. Nice melekler gördü. Cennet ve Cehennemi müşâhede etti, gördü. Sidre-i Müntehâ'yı geçti, Allâhü Teâlâ'nın melekûtundan birçok acâyibât gösterildi. Beş vakit namaz emriyle aynı gece geri döndü. Sabah mescide çıkıp Kureyş'e haber verdi. Şaşkınlık ve inkârdan kimi el çırpıyor, kimi elini başına koyuyordu. iman etmiş olanlardan bâzıları, dinden döndüler. İçlerinden bir kısmı Hz. Ebû Bekr'e (r.a.) koştular:

"Eğer bunu o söylediyse şüphesiz doğrudur." dedi. "Onu, bunda da mı tasdik ediyorsun?" dediler. "Ben onu bundan daha ötesinde -yani peygamberliğini- tasdik ediyorum!" dedi. Bunun üzerine "Sıddîk" diye isimlendirildi. Kureyşlilerden Mescid-i Aksâ'yı bilenler Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) onunla alâkalı suâller sordular, târifini istediler. Allâhü Teâlâ Mescid-i Aksâ'yı Resûlullâh'a gösterdi, ona bakıp târif ediyordu.
Devamını Oku

7 Mayıs 2014 Çarşamba

Zekat'ı Birde İmâm-ı Rabbânî Hazretleri'nden Öğrenelim

İmâm-ı Rabbânî Hazretleri buyuruyor:
"Kişinin mallarının zekâtını vermesi, dînin zarûriyyâtından, şartlarındandır. Zekâtını, isteyerek ve minnet kabul ederek vermek ve bunu verilmesi icab eden kimselere ulaştırmak lazımdır. Allâhü sübhânehû, "Benim size olan ihsan ve nimetlerimin kırk hissesinden sadece bir hissesini fakir ve miskinlere veriniz; ben de buna mukâbil sizlere bol sevap ve çok güzel mükâfatlar vereceğim." buyurmuştur.

Bu kadar küçük bir şeyi vermeyip cimrilik etmek çok büyük bir insafsızlıktır, hatta isyan edip doğru yoldan çıkarak kişinin kendi kendine zulüm etmesidir.

Bu gibi dînî hükümleri yerine getirmekte tereddüd göstermek kalbdeki manevi hastalıktan ve dinin hükümlerini de tam olarak bilmemektendir.

Devamını Oku

İlim Öğrenmenin Fazileti

Bir adam Medîne'den Dimaşk (Şam)'da bulunan Ebu'd-Derdâ'ya (r.a.) geldi. Ebu'd-Derdâ Hazretleri,
'Seni buraya getiren sebep nedir?' diye sordu.

Senin Resûlullâh'tan rivâyet ettiğini duyduğum bir hadîs-i şerîftir, diye cevap verdi. Ebu'd-Derdâ (r.a.),
'Yani, sen bir ihtiyaç için gelmedin mi?' diye tekrar sorunca, hayır, dedi
Peki ticâret için mi geldin? diye sorunca,
Hayır, ben sâdece bu hadîsi öğrenmek için geldim dedi. Ebu'd-Derdâ (r.a.) dedi ki:
Ben Resûlullâh'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu işittim:


Devamını Oku