Siteyi tavsiye et Ana sayfam yap Favorilere ekle

10 Mayıs 2012 Perşembe

Zehirli Tohum

Share
Bu dünya âhıretin tarlasıdır. Burada tohum ekmeyip, yaratılışta bulunan, toprak gibi yetiştirici kuvvetini işletmeyenler, bundan faydalanmayanlar ve amel, ibâdet tohumlarını elden kaçıranlar çok zarar etti. Toprak gibi yetişdirici kuvveti işletmemek, oraya birşey ekmemekle veya zararlı, zehirli tohum ekmekle olur. Bu ikincisinin zararı, bozukluğu, birincisinden kat kat daha çoktur. Zehirli bozuk tohum ekmek, dîni, din derslerini, dinden haberi olmayanlardan öğrenmek ve din düşmanlarının kitaplarından okumaktır. Çünkü, bunlar, nefsine uyar, keyfi peşinde koşar. Dîni, işine geldiği gibi söyler. Karşısındakinin de nefsini azdırır ve kalbini karartır.

Din cahilleri de, din dersi verirken, din kitabı yazarken, İslamiyete uygun olmayanı uygun olandan ayıramaz. Gençlere neleri ve nasıl anlatmak lâzım geldiğini bilemez. Kendi gibi, okuyanı da cahil yetiştirir. Birçok şeyler okuyup ezberlemekle, başka ilim kollarında söz sahibi olmakla, fen ve sanat şubelerinde ihtisâs kazanmakla insan din adamı olamaz, din kitabı yazamaz ve din bilgisi veremez.
Bir din âlimi, gençlere din öğreteceği zaman, bunlara önce, dinsizler, islâm düşmanları ve cahil din adamları tarafından şırınga edilen, yanlış propagandaları, iftirâları anlayıp, anlatıp, onların temiz ve körpe kafalarını bu zehirlerden temizler. Zehirlenen ruhlarını tedavi eder. Sonra, yaşlarına, anlayışlarına göre, İslamiyeti ve meziyetlerini, faydalarını, emirlerindeki ve menlerindeki hikmetleri, incelikleri ve insanlığı saadete ulaştırdığını, onlara yerleştirir.
Böylece gençlerin ruh bağçelerinde dertlere deva, ruhlara gıda olan nefis çiçekler yetişir. Böyle bir din âlimini ele geçirmek, en büyük kazancdır. Onun bakışları, ruhlara işler. Sözleri, kalblere tesir eder. Dîn-i islâmı, hazır lokum gibi yutmak, susuz kalmış iken, soğuk şerbet içip ciğerlerine kadar serinliyebilmek, ancak böyle bir Allah adamının sunması ile mümkindir.
İslamiyetin yasak ettiği şeyler, şiddetli zehirdir. Allahü teâlâ, insanları yarattığı vakit onlara faydalı olan şeyleri emir etmiş, zararlı olan şeyleri yasak etmiştir.
Faydası kat’î olanların yapılmasını, lüzum-i zarûrî ile emir etmiştir. Bunları yapmak, “Farz” olmuştur. Faydalı şeylerden, yapılması, lüzum-i gayr-ı zarûrî olanlar da, (Sünnet) olmuştur. Zararı kat’î olanları terk etmek, lüzum-i zarûrî olup, bunlar (Haram) olmuştur. Terk edilmesi, lüzum-i gayr-ı zarûrî olanlar, (Mekruh) olmuşdur. Bazı işlerin yapılıp yapılmaması, kulların ihtiyârına bırakılmışdır ki, bunlara (Mubah) denir. Mubahlar, iyi niyet ile yapılırsa, sevâb verilir. İyi niyet ile yapılmazsa, günâh olur.

(Mektubat, İmam-ı Rabbani )
BU YAZIYI ALLAH RIZASI İÇİN ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞIN, ONLARINDA İSTİFADE ETMESİNE VESİLE OLUN.