Siteyi tavsiye et Ana sayfam yap Favorilere ekle

1 Mayıs 2012 Salı

İSLAM BÜYÜKLERİNİN HALLERİ

Share
Her işleri sünnete uygundu

İslam büyükleri, her işlerinde Resulullah efendimizi ve Eshabını örnek
aldılar. Ehli sünnet yolu denilen bu yoldan ayrılmada hiç taviz vermediler. Çünkü
bu yoldan ayrılmanın bid’at olduğunu, bid’atın da ne kadar tehlikili bir yol
olduğunu  biliyorlardı. Bid’atın tehlikesini Resulullah efendimiz şöyle haber
vermişti.
 “Sünnetler bid’at telâkki edilmedikçe kıyamet kopmıyacaktır.
Zamanla bid’atlara öyle yayılacak ki, bir bid’at terkedildiği vakit, insanlar:
Sünnet terkedildi, diyecekler.”
Bid’atler öyle yayılacak ki, nesilden nesile intikal edecek birkaç nesil
devam edecek, böylece bid’atlarla amel etmek birkaç nesil uzayınca, insanlar
bid’atları, Peygamber efendimiz’in sünnetlerinden zannedecekler.
Bunun için İslam büyükleri Resulullahın sünnetine sarılmayı ve
bid’atlardan kaçınmayı önemle tavsiye ve teşvik etmişlerdir. Bu konu üzerinde
hassasiyetle durmuşlardır.

Bunun örnekleri çoktur. Hazreti Ömer, bazen bir şey yapmayı düşündüğü
zaman birisinin: “Yâ Emir’el-Mü’minin, Resûlüllah böyle bir şey yapmış
veya yapılmasını emretmiş değildir.” demesi üzerine, hemen o şeyi
yapmaktan vazgeçerdi.
Bir gün, herkesin giymeyi adet edindiği elbiselerin boyanırken necis madde
kullanıldığı şüphesi üzerine, bu elbiselerin giyilmesini yasak etmek istedi. Birisi
ona dedi ki: “Ya Ömer, Resûlullah bizzat kendileri ve O’nun sağlığında başkaları
bu elbiseden giymişlerdir.”
Bunun üzerine Hazreti Ömer, kararından vazgeçip Allaha tevbe ve
istiğfarda bulundu. Kendi kendine şöyle söyleniyordu: “Eğer, bu elbiseyi
giymemek, hakikaten takvadan sayılsaydı, herhalde Resûlüllah Efendimiz onu
giymezdi..”
Zeynel-Abidîn hazretleri, bir gün oğluna diyor ki: “Oğlum bana bir elbise
yaptır. Onu helada giyip, namaz kılacağım vakit çıkaracağım. Görüyorum ki
pislik üzerine konan sinekler, sonra gelip elbisem üzerine konuyor.” Oğlu dedi
ki: “Babacığım, Hazreti Peygamberin namaz için ayrı, halâya gitmek için ayrı
elbisesi yoktu. Sırf halâda giyilmek üzere kendisi bir elbise yaptırmış veya
başkalarına emretmiş değildir.” Bunun üzerine İmam, fikrinden vazgeçmiştir.


Gayeleri sadece Allah rızası idi


İslam büyükleri tam bir ihlâs sahibi idiler. İlim ve amellerine riya
karıştırmaktan son derece korkarlar idi. Onların bu güzel ve örnek ahlâkına,
herkesin çok ihtiyacı vardır.  Resulullah efendimiz riyakarmların halini şöyle
bildirdi:
“Allahü teâlâ, Adn cennetini yarattığı zaman, orada gözlerin
görmediği, kulakların işitmediği, hiçbir beşer gönlünün hatırlamadığı
nimetler yarattı. Ona Konuş!, diye emretti. O da üç defa: Şüphesiz
mü’minler felâh bulmuştur. Dedi. Sonra şöyle konuştu: “Ben cimrilerin ve
mürailerin hepsine haram kılınmışımdır.”
Vehb bin Münebbih şöyle buyurdu: “Uhrevî bir amelle dünyalığını temine
çalışan bir kimsenin kalbini Cenâb-ı Hak tersine çevirir ve onu, cehennemlikler
defterine yazar.”
Hasan-ı Basrî buyurdu ki: “İsâ aleyhisselâm buyurmuş ki: “Kim bildiği ile
amel ederse, Allahın gerçek dostu olur.”
Süfyan-ı Sevrî buyurdu ki: “Validem bana derdi ki: Ey oğlum, ancak
öğrendiğin ile amel etmeye niyetli olduğun zaman ilim edinmeye çalış. Aksi
halde ilim, kıyamet günü senin üzerinde bir vebaldir.”
Hasan-ı Basrî çok kere kendisini hesaba çekerek: “Demek sen, Allahın
âbid, zâhid ve sâlih kulları gibi konuşur, fasık, münafık ve müraîlerin işi gibi iş
yaparsın ha. Vallahi ihlâslı kulların sıfatı bu değildir.” derdi.
Fudayl bin İyaz diyor ki: “İşlerinde son derece titiz, tel üzerinde oynayan bir
cambaz gibi dikkatli olmıyan bir kimse, riya çukuruna düşmekten kendini
koruyamaz.”
Zünnûn Mısrî’ye, “Kulun ihlâs sahibi kimselerden olduğu nasıl belli olur?
diye sormuşlar. O demiş ki: “Kendisini tam manası ile tâate verip, insanların
nazarında mertebe ve itibarının silinmesini severek kabul ettiği zaman.” Yahya bin Muaz’a, “Kul ne vakit ihlâs sahibi olabilir?” diye sormuşlar. O şu
cevabı vermiştir: “Ahlâkı süt emer çocuğun ahlâkı gibi olduğu zaman. Yani
kendisini öven ve yerenlere hiç aldırış etmediği vakit.”

Kaynak :www.mehmetoruc.com
BU YAZIYI ALLAH RIZASI İÇİN ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞIN, ONLARINDA İSTİFADE ETMESİNE VESİLE OLUN.