Câhiliye devrinde Arapların evlatlıklarının eşleri ile evlenmeleri yasak idi. Allâhü Teâlâ bu yasağı kaldırmak üzere Resûlullah’ın evlatlığı Hz. Zeyd'in (r.a.) boşadığı Hz. Zeyneb’i Resûlullah’a nikâhladı. Hz. Zeyneb, bunun için “Her kadını babası evlendirir. Beni ise, Allâhü Teâlâ nikâhladı.” diyerek iftihâr ederdi. Kendisinden yedi hadîs-i şerîf rivâyet olunmuştur.
Hz. Âişe (r. anhâ) validemiz “Dînde Zeyneb’den daha hayırlı, ondan daha çok Allâh’dan korkan, daha doğru sözlü, daha cömert ve sadaka vermek ve bununla Allâh’a yakın olmak için bütün gayretini sarf eden hiçbir kadın görmedim.” buyurmuştur. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) âhirete irtihalinden sonra, kendisine tahsîs edilen parayı alınca, keselere koyar muhtaçlara ve yetimlere dağıtırdı.
Hz. Zeyneb (r. anhâ) evinde bizzat el emeğiyle bazı şeyler hazırlar ve onu satıp kazancını da sadaka olarak verirdi. Devamlı “Allâh’ım, beni şu malı (nefsim için) kabul ettiğim zamana ulaştırma. Zira o fitnedir.” derdi. Her ne vakit kendisine nakit para veya bir hediye gelse hemen akrabasının zayıflarına ve fakirlere sadaka olarak verirdi.
Resûlullâh’tan sonra, Ezvâc-ı Tâhirât’tan ilk vefât eden Hz. Zeyneb (r.anhâ)’dir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kendisinden sonra en evvel onun vefât edeceğini “Sizlerden (Zevcelerimden) bana en önce kavuşacak olanı, en cömert olanıdır.” buyurarak haber verdi.
Hicretin yirminci yılında Hz. Ömer’in (r.a.) halîfeliği zamanında elli üç yaşında H. 20 (M. 640-641) yılında Medîne’de vefât etti. Kabri Medîne kabristanı olan Cennetü’l-bakî’dedir. (Radıyallâhu Teâlâ anha)
BU YAZIYI ALLAH RIZASI İÇİN ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞIN, ONLARINDA İSTİFADE ETMESİNE VESİLE OLUN.