Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) hicretinin onbirinci senesi Rebîulevvel ayının onikinci Pazartesi günü (m. 8 Haziran 632) irtihal buyurdular. Ashâb-ı Kirâm zevâl vaktinden sonra cenâze namazını kılmağa başladılar. Üç gün namaz kılındı.
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) kefenlenip sedîr üzere konulduğunda, yanına önce Hz. Ebûbekr ve Hz. Ömer, Muhâcir ve Ensâr’dan odanın alacağı kadar bir cemaat ile girdi ve saf saf olup durdular. İkisi “Selâmün aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtühü” diyerek Resûlullâh’a selâm verdiler. Hz. Ali (r.a.) “Sizden kimse onun cenâze namazına imamlık etmesin, zira o hayâtında ve vefâtında da imâmımızdır.” dedi. İmam olmadan namazını kıldılar. Sonra Hz. Ebûbekr ve Hz. Ömer şöyle dedi: “Yâ Allâh, bizler şâhitlik ederiz ki o senin ona indirdiğin dîni bize teblîğ etti, bizlere hak yolda nasîhatte bulundu, dînini azîz kılıncaya kadar senin yolunda hakkıyla cihâd etti, hattâ dîn kemâl buldu. Allâh’ım, bizleri senin ona indirdiğine tam uyanlardan kıl, peygamberimizden sonra onun yolundan bizi ayırma, âhirette de bizi onunla bir araya getir, o bizi, biz onu tanıyalım. Zira o hayatında iken mü’minlere pek müşfik, pek merhametli idi. Muhakkak biz ondan sonra da imanı hiçbir şeye denk tutmaz, dinimizi dünya ile asla satmayız.” Cemâat de “Âmîn, âmîn.” dedi.
Sonra onlar çıktı ve başka cemâat geldi. Hz. Ali devamlı orada bulunup halk bölük bölük girip namazı kıldıkça Resûlullâh’a selâm verir ve Hz. Ebûbekir’in söylediklerini söyler, halk da “Âmîn, âmîn” derlerdi. Bu vaziyette önce erkekler, sonra kadınlar ve sonra da çocuklar namaz kıldılar. Medîne’de Resûlullâh Efendimiz’in namazını kılmayan kimse kalmadı.
BU YAZIYI ALLAH RIZASI İÇİN ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞIN, ONLARINDA İSTİFADE ETMESİNE VESİLE OLUN.